Bilim adamları , yeni bir araştırmaya göre, insan cilt hücrelerinde yaşlanmayı 30 yıl geriye döndürmenin bir yolunu geliştirdiler .
Yeni yöntem, saati önceki yeniden programlama yöntemlerinden daha uzun süre geri döndürür ve bunu hücreler işlevlerini kaybetmeden yapar.
Araştırmacılar, biyolojik yaşı yenilemenin yanı sıra yaşlı hücrelerin işlevini kısmen geri kazanabildiklerini söylediler.
Bir cilt yarasını simüle eden deneyler yaptılar ve kısmen gençleşmiş hücrelerin daha çok genç hücreler gibi davranma belirtileri gösterdiğini buldular.
eLife dergisinde yayınlanan araştırma, bulguların hala erken aşamalarda olmasına rağmen nihayetinde rejeneratif tıpta devrim yaratabileceğini öne sürüyor.
Epigenetik araştırma programında grup lideri olan Profesör Wolf Reik, çalışmanın “çok heyecan verici sonuçları” olduğunu söyledi.
“Sonunda yeniden programlama yapmadan gençleşen ve özellikle yaşlanmanın etkilerini azaltmak için bunları hedefleyen genleri tanımlayabiliriz” diye ekledi.
Kısa bir süre önce Altos Cambridge Labs Enstitüsü’ne liderlik etmek üzere hareket eden Prof Reik, yeni yöntemin “inanılmaz bir terapötik ufuk açabilecek değerli keşifler için umut vaat ettiğini” umuyor.
Babraham Enstitüsü’ndeki Prof Reik’in laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olan Dr Diljeet Gill şunları ekledi: “Sonuçlarımız, hücre yeniden programlama anlayışımızda ileriye doğru büyük bir adımı temsil ediyor.
“Hücrelerin işlevlerini kaybetmeden gençleştirilebileceğini ve gençleştirmenin eski hücrelere bazı işlevleri geri kazandırdığını kanıtladık.”
Gill, araştırmacıların ayrıca bu yöntem sırasında hastalıklarla ilişkili genlerdeki yaşlanma göstergelerinin tersine döndüğünü bulduğunu belirterek, bulguyu “özellikle umut verici” olarak nitelendirdi.
Örneğin Alzheimer hastalığı ile ilişkili APBA2 genini ve katarakt gelişiminde rolü olan MAF genini etkilemiştir.
Rejeneratif biyoloji alanı, yenilenen ve yenilenmeyen dokular arasındaki hücresel ve moleküler farklılıkları anlamayı amaçlar ve bu bulguları, hasarlı dokularda doku yapısını ve işlevini eski haline getirmek için tıbba uygular.
Bu alanda çalışan bilim adamları, hastalık modelleme, rejeneratif tıp ve ilaç keşfinde yaygın olarak kullanılan “uyarılmış” kök hücreler oluşturdular.
Ancak bu işlem, hücrelerin işlevlerini siler ve onlara herhangi bir hücre tipi olma potansiyeli verir.
Bilim adamlarının kök hücre yapmak için kullandıkları Nobel Ödüllü tekniğe dayanan bu yeni yöntem, sürecin bir kısmını yeniden programlamayı durdurarak hücre kimliğini tamamen silme sorununun üstesinden geliyor.
Araştırmacıların, hücreleri yeniden programlama arasındaki kesin dengeyi bulmalarına, onları biyolojik olarak daha genç yapmalarına ve yine de özel hücre işlevlerini yeniden kazanmalarına olanak tanır.